Böbrek Taşı

Böbrek Taşı Tedavisi

Böbrek Taşı Tedavisi

Böbrek Taşı Tedavisi: Geleneksel ve Modern Yöntemlerle Başarılı tedaviler uygulanmaktadır.. Böbrek taşları, Türkiye’de birçok kişinin karşılaştığı bir sağlık sorunudur. Ancak şans eseri, medikal teknolojideki ilerlemeler sayesinde, bu taşları çıkarmak için farklı tedavi yöntemleri mevcuttur. Hangi yöntemin uygulanacağını belirlemek için birtakım kriterler bulunmaktadır, ve bu karar doktorun önerisiyle belirlenir.

Neden Böbrek Taşı Oluşur ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Böbrek taşlarının son 15 yılda daha yaygın hale gelmesi, doktorların bu alanda daha etkili tedavi yöntemleri arayışını hızlandırmıştır. En yaygın tedavi yöntemleri arasında endoskopik yöntemler, lazer tedavisi ve açık cerrahi bulunmaktadır. Her birinin başarı oranları ve iyileşme süreleri farklıdır.

Böbrek Taşı Ameliyatında Hangi Yöntemler Tercih Ediliyor?

Açık Böbrek Taşı Ameliyatı: Bu, en eski tedavi yöntemlerinden biridir ve genellikle bir kesi ile taşın çıkarılmasını içerir. Teknolojik gelişmelerle birlikte bu yöntemin kullanımı azalmıştır.

Kapalı Böbrek Taşı Ameliyatı (Endoskopik): Modern tıpta sıkça tercih edilen bu yöntem, minimal invaziv bir yaklaşımla gerçekleştirilir. Taşın konumuna ve büyüklüğüne bağlı olarak farklı teknikler kullanılabilir.

Lazerle Böbrek Taşı Kırma: Bu, son yıllarda popülerliği artan bir yöntemdir. Lazer enerjisi kullanılarak taşlar kırılır ve vücuttan doğal yollarla atılır. Fleksibil üreterorenoskop gibi cihazlarla uygulanır ve hastalar için daha az invazivdir.

Böbrek Taşı Ameliyat Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?

Ameliyat sonrası dönem, hastanın iyileşme sürecini olumlu ya da olumsuz etkileyebilir. Bu süreçte hastanın bazı önemli noktalara dikkat etmesi, komplikasyon riskini azaltabilir. İşte dikkat edilmesi gerekenler:

Hareket Kontrolü: Ameliyat sonrasında hastanın aşırı hareketten kaçınması gerekir. Özellikle ameliyat bölgesine direkt baskı yapabilecek hareketlerden kaçınılmalıdır.

Alkol ve Sigara: Ameliyat sonrası dönemde kan sulandırıcı etkisi olan alkolün tüketiminden kaçınılmalı; aynı zamanda iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilecek sigara ve diğer tütün ürünlerinden uzak durulmalıdır.

Beslenme: Dengeli ve besleyici bir diyet, iyileşme sürecini hızlandırmada kilit role sahiptir. Protein, vitamin ve mineral bakımından zengin gıdalar tüketmek önemlidir.

Pansuman ve Hijyen: Özellikle açık ameliyat geçiren hastalar için ameliyat bölgesinin temiz ve kuru tutulması esastır. Pansumanın düzenli olarak değiştirilmesi enfeksiyon riskini azaltır.

İlaç ve Kremler: Doktorun önerdiği ilaçların düzenli alınması ve gerekli kremlerin uygulanması, komplikasyon riskini azaltır.

Banyo ve Hijyen: Ameliyat yöntemine göre banyo süresi değişebilir. Kapalı yöntemlerle yapılan ameliyatlardan sonra genellikle ertesi gün banyo yapılabilirken, açık ameliyatlarda 3-5 gün beklenmelidir.

Şişlik ve Morluk: Ameliyat sonrasında bölgesel şişlik ve morluk oluşabilir. Bu genellikle normaldir. Ancak şişliğin uzun sürmesi durumunda doktora danışılmalıdır.

İdrar Kontrolü: Ameliyat sonrası idrar tutamama nadiren görülen bir durumdur. Eğer böyle bir problem yaşanırsa, bir uzmana başvurulmalıdır.

Akıntı ve Diğer Semptomlar: Ameliyattan sonra idrarda kanama veya enfeksiyon belirtileri olabilir. Uzun süren belirtilerde doktora başvurulmalıdır.

Sonuç olarak, böbrek taşı ameliyatı sonrası dikkat edilmesi gerekenler, hastanın hızlı ve sağlıklı bir şekilde iyileşmesini sağlar. Bu süreçte doktor tavsiyelerine uyum, iyileşme sürecinin anahtarıdır.

Böbrek Tümörü hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.

Kapalı Prostat Ameliyatı Nedir

Kapalı Prostat Ameliyatı Nedir

Kapalı prostat ameliyatı, prostat hastaları için önerilen bir cerrahi müdahaledir. Müdahale son derece steril bir ortamda sterilteçhizat ile gerçekleştirilmelidir. Bunun aksi durumlarda hasta, enfeksiyon kapabilir.

Müdahale
günümüzde klasik prostat tedavisi olarak anılmaktadır. Geçmişte kapalı yöntem yerine açık prostat ameliyatı çok daha popüler ve klasik bir tedavi yöntemi idi. Ancak teknolojinin gelişmesi ile birlikte açık yöntem yerini kapalı yönteme bıraktı. Bunun başlıca nedeni cerrahi müdahalenin vücut bütünlüğüne çok daha az etki etmesi idi. Bu şekilde hasta çok daha çabuk bir süre zarfında iyileşiyor ve günlük yaşantısına çok daha kolay adapte olabilmektedir.

Operasyon,
açık yöntemdeki gibi ciddi kesiler içermemektedir. Bu da dikiş gibi sonradan sıkıntı doğurabilecek işlemlerin (duruma göre azalmasına) müdahalenin bir parçası olmamasına imkan vermiştir. Taburcu olma süreci ni hızlandıran bu durum hem hastane, hem doktor hem de hasta için oldukça pozitif sonuçlar
doğurmaktadır.

Kapalı Prostat Ameliyatı Ne Kadar Sürer?

Kapalı prostat ameliyatı ne kadar
sürer ve süresi nedir şeklinde sorular ameliyat olacak her hastanın doğal olarak merak ettiği bir husustur. Laporoskopik ameliyat adı altında da anılan kapalı yöntemin işlem süresi esasında 1 saat ve bunun altındadır. Ancak operasyon sırasında yaşanan beklenmedik bir durum bu süreyi arttırabilmektedir.

TUR yöntemi
prostat cerrahisinde oldukça yüksek başarılara imza atmıştır. Maksimum 1.5 saat gibi kısa bir sürede tamamlanan işlem iyi ya da kötü huylu prostat büyümesinden hastayı çok kısa bir sürede kurtarabilmektedir.

Açık prostat
ameliyatı ile oranlandığında oldukça kısa işlem süresi olan kapalı prostat cerrahi, hastanın iyileşme süreci bakımından da benzer başarı oranları göstermektedir.

İyileşme Süresi Nedir?

Kapalı prostat ameliyatı iyileşme süresi bakımından diğer yöntemlere nazaran çok daha avantajlıdır. Hastanın taburcu olma süresi ni etkileyen bu durum, yalnızca hasta için değil doktor açısından da oldukça önemlidir. Hastasını bir an evvel gündelik hayata hazırlamak isteyen doktor iyileşme süresi bakımından hastalarına genellikle kapalı yöntemi tavsiye etmektedir.

Kapalı prostat
cerrahi, ne zaman taburcu olur ya da ne zaman iyileşir gibi sorulara verecek en pozitif yanıtları verecektir. Zira hastanın iyileşerek hastaneden taburcu
olması ameliyat boyu uygulanan işlemlerle doğrudan alakalıdır. İşlem sürecinde uygulanan kesiler ne denli büyükse iyileşme süresi de o denli uzayacaktır. Bu
nedenle açık yöntem gibi kesi içeren yöntemler günümüzde popülerliğini kaybetmiştir. İyileşme süresi kapalı yöntemde, 3 gün ile bir haftadan çok daha
kısadır. Açık yöntemde ise bu süre iki haftayı bulabilmektedir.

Kapalı Prostat Ameliyatı Anestezi Altında Mı Yapılır?

Kapalı prostat ameliyatı
anestezi altında gerçekleştirilir. İşlemin gerçekleşeceği bölgenin hassas olması ve hastanın işlem sırasında acı duymaması için anestezi operasyonda şarttır. Ancak
alınacak anestezi kişiden kişiye ya da rahatsızlığın boyutuna göre değişkenlik gösterebilir. Oldukça ufak cerrahi müdahalelerde anestezi spinal uygulanabilir. Lokal anestezi olarak da anılan spinal anestezi, prostat kanseri gibi ciddi ve yayılma göstermiş hastalarda yerini genel anesteziye bırakabilir.

Anestezi
riskli midir şeklinde pek çok soru almaktayım. Esasında bu sorunun cevabı değişkendir. Evet, anestezi durduk yere alınmaması gereken ve bazı beklenmedik
sorunlara yol açabilen bir etkendir. Buna karşın anestezi, prostat kanseri ilerlemiş bir hastada riskli olmaktan çok faydalıdır.

Unutulmamalıdır
ki anestezi doktorları ve uzman üroloji doktorunuz sizin için gerekli ölçümleri yaparak size en uygun anestezi dozu ve şeklini belirleyecektir.

Kapalı Prostat Ameliyatı Neden Yapılır?

Kapalı prostat ameliyatı neden yapılır sorusuna verilecek tek bir yanıt bulunmamaktadır. Bunun nedeni TUR olarak da adlandırılan klasik prostat cerrahisinin hem iyi huylu prostat büyümesi için hem de prostat kanseri için kullanılmasıdır.

BHP olarak
adlandırılan iyi huylu prostat büyümesi erkeklerde oldukça sık rastlanır. Büyüme yani prostat hacmi arttıkça erkekte özellikle idrar alışkanlıkları ile ilgili değişimler gözlemlenir. Bu değişim yani belirtiler bir zaman sonra kişiyi günlük yaşantıdan soyutlamaktadır. Zira sürekli altına kaçırma korkusu
ile yaşayan ve aniden sıkışan erkek toplum içinde kendisini endişeli hissedecektir. İşte, bu durumda hastaya kapalı yöntem uygulanabilmektedir. Fazlalıkları çıkartarak hastanın mesanesini rahatlatan doktor bu yol ile hastasına sağlık verebilmektedir.

Prostat tümörü
diye de adlandırılan prostat kanseri, zarar görmüş ve kullanılamaz halde olan hücreleri temsil eder. Operasyon bu hücrelerin vücuttan çıkartılmasını kapsar.

Ameliyat Sonrası Nelere Dikkat Etmek Gerekir?

Kapalı prostat ameliyatı sonrası nelere dikkat etmek gerekirsorusunun da yine pek çok farklı yanıtı bulunmaktadır. Ameliyat sonrası dikkat edilecek huşular; egzersiz, banyo, temizlik, beslenme  gibi çeşitlendirilebilmektedir.

  • Bol su tüketerek mesaneyi yenilemek
  • Katı gıda tüketimini azaltmak bunun yerine
  • lif oranı yüksek besinler tüketmek
  • Gün içinde ıkınmaktan ya da kendini
  • zorlamaktan kaçınmak
  • Oturma biçimine dikkat etmek, sert zeminlere
  • oturmamak, ağırlığı operasyon bölgesine vermemek
  • Ayakta duş almamak
  • Stresten uzak durmak
  • Sigara tüketimini, iyileşme sürecini
  • yavaşlatmamak adına kesmek
  • Ağır kaldırmamak
  • Fast-Food ürünlerden kaçınmak
  • Ameliyat sonrası doktorun verdiği ilaç ve
  • kremleri doktorun önerdiği aralıklar ile uygulamak
  • Özellikle açık yöntemde gerekli temizlik ve
  • pansuman işlemlerini aksatmamak
  • Şişlik, ağrı ve kaşıntı gibi beklenmedik
  • durumlarda derhal doktora danışmak
  • Eğer hasta ameliyat sonrası kabız oldu ise
  • derhal doktora danışmak ve gerekli önemleri alma

Prostat Kanseri hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.

İktidarsızlık

İktidarsızlık

İktidarsızlık nedenleri tedavinin başarıya ulaşması için mutlaka doğru bir şekilde belirlenmelidir. Bunun aksi durumlarda uygulanan tedavi kesinlikle başarı göstermeyecektir. Bunun nedeni, iktidarsızlığa neden olan tek bir değişkenin bulunmamasıdır. Yani, sertleşme sorunu olarak da adlandırılan bu durum pek çok faktöre bağlı olarak meydana gelebilir.

İktidarsızlık;

  • Çevresel
  • Fizyolojik
  • Psikolojik

nedenlerden ötürü görülebilir. Her yaş aralığından erkeğin maruz kalabileceği bu durumu gidermek adına uygulanacak tedavi, soruna yol açan nedenin ortadan kaldırılmasını ve görülen ikincil etkilerin şiddetini hafifletmeyi kapsar.

İktidarsızlığa yol açan nedenleri belirlerken pek çok farklı teknik uygulanır. Bu tekniklerin başında hasta hikaye ve şikayeti gelir. Uzman üroloji doktoru;

  • Hastanın sahip olduğu hastalıkları
  • Hastanın kullandığı ilaçları
  • Hastanın bu duruma ne zamandan beri maruz kaldığı

Gibi bilgileri hastayı dinleyerek edinir. Hastanın yaşını da baz alarak iktidarsızlığın nedeni hakkında bir fikri olur ve buna bağlı olarak çeşitli tetkikler uygular.

Erkeklerde İktidarsızlık Nedenleri

Erkeklerde iktidarsızlık nedenleri yukarıdaki başlık altında da belirttiğim üzere farklı konulara sahiptir. Bu konuların saptanmasında uzman üroloji doktoru tek bir yöntem izlememelidir. Hastanın sözel ifadeleri ve hastanın genel bilgilerinin yanında uygulanacak pek çok test de rahatsızlığın teşhis ve tedavisi açısından büyük önem taşır.

Çevresel Nedenler

Çevresel nedenler, isminden de anlaşılacağı gibi hastanın yaşamda maruz kaldığı bir takım etkilere bağlı olarak gelişir. Her yaştan insanın sertleşme sorununa neden olabilecek bu nedenler çoğunlukla madde ve alkol kullanımı gibi durumlarda ortaya çıkar. Üstelik bu durumlar uzun vadede kişinin fizyolojik yapısını da bozacağı için rahatsızlık zamanla fizyolojik nedenlerden de kaynaklanacaktır.

Çevresel nedenlerin başlıcaları aşağıdaki gibidir.

  • Alkol Kullanımı
  • Uyuşturucu Madde Kullanımı
  • Maruz Kalınan Zararlı Maddeler
  • Sağlıksız Beslenme
  • Hareketsiz Yaşam

Fizyolojik Nedenler

Başlıca iktidarsızlık nedenleri arasında çoğunlukla fizyolojik nedenler yer alır. Fizyolojik nedenler kişinin vücut sağlığı ile alakalıdır. Dolaşım bozuklukları, sünnet hataları ve penise kan akışını sağlayan damarlarda tıkanıklık gibi durumlar en sık görülen fizyolojik nedenler arasında yer alır. Bu noktada uzman üroloji doktoru, hastanın ereksiyon sorununa neden olan fizyolojik problemi en kısa sürede tespit etmelidir.

Fizyolojik nedenlerden kaynaklanan sertleşme sorunu her yaşta görülebilir. Buna karşın fizyolojik nedenler çoğunlukla belli bir yaşın üstündeki erkeklerde görülür. Prostat hastalarının sıklıkla karşılaştığı bu durum, bu çıkarımı yapmamdaki ana nedendir.

Psikolojik Nedenler

Psikolojik nedenler, tedavisi hem çok kolay hem de çok zor bir başka iktidarsızlık konusudur. Tedavinin kolay olmasının ana nedeni rahatsızlığın terapi gibi kesi ya da ameliyat gerektirmeyen uygulamalar ile ortadan kaldırılabilmesidir. Tedavinin zor olmasının ana nedeni ise tedavi süresi ve başarısının kişiden kişiye değişik göstermesidir.

Hasta cinsellikle ilgili şiddetli bir anksiyete yaşıyor ya da önerilere kulak asmıyor ise tedavinin başarı göstermesi zaman alabilmektedir.

Geçici İktidarsızlık Nedenleri

Geçici iktidarsızlık nedenleri psikolojik ve çevresel faktörlere dayanır. Bu durumların kendiliğinden ortadan kalkması ereksiyonun geri kazanılmasına olanak tanır. Fizyolojik nedenlerin aksine bu nedenlerden kaynaklanan sertleşme problemi medikal tedavi gerektirmeden de düzelebilir.

Burada önemli olan rahatsızlığa sahip olan kişinin rahatlamış bir zihin yapısına sahip olması ve yaşam şeklini gözden geçirmesidir. Eğer hasta zaman zaman iktidarsızlık problemi yaşıyor ve bu problem belli bir süre sonra kendiliğinden ortadan kalkıyorsa, hasta durumu etraflıca düşünmeli ve rahatsızlığın ortaya çıktığı dönemlerde nasıl bir ruh halinde olduğunu ya da nelere maruz kaldığını iyice değerlendirmelidir. Eğer hasta, kendi başına bu duruma bir çözüm üretemiyorsa daha fazla vakit kaybetmeden doktoruna danışmalı, hikayesini anlattıktan sonra uzman üroloji doktoru ile birlikte konuyu aydınlatmalıdır.

Genç Yaşta İktidarsızlık Nedenleri

Genç yaşta iktidarsızlık nedenleri çoğunlukla psikolojiktir. Toplumda görülme sıklığı oldukça az olan bu durum cinsellikle yeni tanışmış bireylerin inançları ve korkuları doğrultusunda oluşabilir. Rezil olma korkusu, vücudundan utanma hissi, yanlış bir şey yaptığına dair sahip olduğu inanışlar gibi pek çok farklı psikolojik neden erkeklerin çok genç yaşlarda bu soruna sahip olmasına neden olabilmektedir.

Genç yaştaki erkeklerde görülen bir başka iktidarsızlık nedeni ise alkol gibi maddelerin tüketilmesidir. Özellikle uyuşturucu maddelerin yol açtığı bu durum, madde kullanımının kesilmesi ile kolaylıkla düzelecektir. Ancak uzun süreli kullanımlar erkeklerde geri dönülmesi imkansız sonuçlar doğurabilmektedir.

Bunun dışında elbette genç yaşlarda görülen iktidarsızlık fizyolojik nedenlere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Oldukça nadir görülen bir durum olsa da mümkün olan bu durum çoğunlukla küçük yaşta yanlış sünnet edilmiş erkeklerde görülür.

Sertleşme sorunu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.